Engelliler ve Yaşam
   
 
  Engelliler 22 Temmuz da Partilerden neler bekliyor?

Engelliler 22 Temmuz da Partilerden neler bekliyor?

 

22 Temmuz 2007 Pazar günü Türkiye ve bizim için yeni bir başlangıcın olmasını beklemekteyiz. O güne bizde “engelli sesi” olarak, engellilere partilerin verdiği vaatlere göre bakmaktayız. Bugüne kadar ki engelli politikalarına ve engellilere yönelik gerçekleştirilmiş vaatlere bakarak 22 Temmuz da hangi Partiye oy vereceğimizi belirleyeceğiz. Sorunları yaşayan biri olarak Nasrettin Hocanın sözü gelir aklıma Nasrettin Hoca eşekten düştüğünde “bana eşekten düşmüş birini getirin o beni anlar” demiş ya yıllar önce!.. bugün olsa belki de “eşekten düşmüşün halini bilen,anlayan birini getirin” diyebilirdi. Çünkü biz artık biliyoruz ki o sorunu yaşamış olmak gerekmiyor soruna çözüm getirmek için; önemli olan yaşanmış yada yaşanmamış olsun! Önemli olan bu sorunu bilmek bu sorun üzerine ne yapılması gerektiği konusunda stratejiler geliştirmektir. Birde şöyle bir şey vardır insan kendi için bir şey isterken genelde zorlanır fakat başkası için istemek daha kolaydır. Kendi için bir şey isteyen yokmudur elbet vardır ama bu da ayrı bir yetenek ve herkeste olmayan bir özelliktir.

 

Hepinizden biraz sonra sıralayacağım sorulara açık yüreklikle cevap vermenizi rica edeceğim. Bu soruların içinizden verdiğiniz cevapları sizi 22 Temmuz’a sizi çok daha kararlı götürecektir.

 

Özürlüler Yasasının çıkması ile birlikte beklentiler gerçekleşmiş, karşılanmış oldu mu? Karşılaştığımız ve Karşılaşmamızın muhtemel olduğu sorunların hükümet ve bürokrasi tarafından öngörülerek çözümünün hayata geçirildiği söylenebilir mi? Sorunların tespiti ve çözümleri konusunda gelişmiş ülkelerdeki eş yasal düzenlemelerin hükümetimiz döneminde yürürlüğe konulduğu kontrol altına alındığını düşünüyor musunuz? Peki özürlü bireylerin ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının önü açılmış mıdır? Özürlüler Kanunu, dünyadaki birçok ülkeye örnek olacak şekilde, toplumda özürlü bireylerin onurunu ayağa kaldırmış bir reform niteliğinde midir? Yani hükümetin bugüne dek gerçekleştirdiği uygulamalara bakacak olursak, sakatlığı (özürlü, engelli ya da adı her neyse) olan yurttaşların sorunlarının gerçekten çözmüş müdür? Bundan sonrası için beklentileriniz neler ve bunların çözümü noktasında umutlu musunuz?

 

1995 yılından beri yani tam 12 yıldır tekerlekli sandalye kullanıyorum ben, geçmişle bugünü kıyaslayacak kadar uzun zaman oldu hayatı bu şekilde yaşayalı diye düşünerek şahsi fikirlerimi paylaşmak ve karanlıkta bir mum olmak istedim. İşte beklentilerimizden bazıları açıklamaları ile;

 

Büyük bir umutla çıkması beklenilen Özürlüler Yasası beklentilere cevap veriyor mu? Naçizane fikri gözlemlerim yasa çıkartmak yerine sorunların farkında olarak üzerine gitmenin daha etkin olduğu yönünde, nitekim bu yasanın beklentilerimizden uzak aksine muhtemel eksikleri fark ettiğimiz, yurtdışındaki uygulamaları ile kıyaslandığında emsallerine göre, çözümsellikten uzak ve çıktığı andan beride yaptırımının olmadığını görüldüğü adı güzel kendi olmayan bir yasadır. Çıkmadan önce duyumsadığımız hali hazırdaki alternatifleri içinde seçilip yürürlüğe konulması onu ayrıcalıklı yapmalıydı. Oysa ki, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Konfederasyon ve Sayın Lokman Ayva’nın ekibiyle hazırladığı bu üç yasanın içinde seçilmiş olmasına rağmen bizlerin ihtiyaçlarına cevap verdiği söylenemez. Acaba!.. Amerika ya da Avrupa’da benzeri yasaların tercüme ettirilmesi sonrasında bunun üzerinde çalışmalar yapılarak ihtiyaçlarımıza yönelik geliştirilmesi mümkün olmaz mıydı? Bir evi yapıp yıkıp sonra yeniden yapacaksın derler ya! Demek ki çıkan yasa ile birlikte eksiklikler de fark edildi bu durumda Özürlüler Yasasın da reform bekliyoruz.

 

Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik yayınlandı. %40’ın üzerinde raporu bulunan yüzlerce kişinin oranlarında değişiklik yapıldı. Bu değişikliğin hayatlarda yaptığı değişikliği bilmem tahmin edebiliyor musunuz? Hem siz özürlü olacaksınız ve bundan kaynaklı sorunları yaşayacaksınız hem de özürlü sayılmayacaksınız? Yaşanan bu sorunun farkında olunmalı ve buna çözüm getirilmesini bekliyoruz.

 

Bakım Hizmetinden özürlü bireylerin faydalanması iyi bir uygulama fakat daha geliştirilip; 270 ytl’den düşük gelire sahip bireylerin faydalanması şeklinde bir kıstasa sahip olması özürlü bireyin ailesinden, herkesten, bağımsız, saygın bir yurttaş olarak yaşam sürdürebilmek için duyduğu destekte sınırların olmamasını bekliyoruz.

 

Özürlüler İstihdam yılı 2005’de ilan edilmişti. Bugün özel ve kamuda ki zorunlu sakat kadrolarının doldurulduğu!..(halen büyük bir açık olduğunu biliyoruz) ve doldurulmayan kadrolardan kesilen cezaların biriktiği fonun ne şekilde kullanıldığı konusunda ya da ne olduğunu bilmemekle birlikte işsiz ve maaşsız engellinin kalmamasını bekliyoruz.

 

Sosyal Güvenlik Kurumunun yayınladığı “Sağlık Uygulama Tebliği” ile birlikte alınan sağlık malzemelerinde fiyat ve kalite düşüşü olduğunun bilmem farkında mısınız? Kalitesi düşük ürünleri kullanmanın sağlımız üzerindeki olumsuzluğu bilmem belirtmeye gerek var mı? Sağlığımızı riske atmak ve bizler için çok gerekli bazı sağlık malzemelerini alamamak uzun vadede hayatımızda önemli sorunlar oluşturabilir. Sağlık Uygulamalarında önceliğin hastanın kolaylığına ve rahatlığına yönelik olmasını, alınacak malzemede kalitenin önemsenmesini ve birçok bürokratik işlemlerle uğraşmadan (çünkü sağlık malzemesi alabilmek için önce hastaneden randevu alıp gidiliyor, reçete ve hasta takip formu dolduruluyor, Nüfus idaresinden sağ belgesi yeni tarih, Noterden Sağlık Raporunun aslı gibidir onayı yeni tarih, Medikaldan malzemeyi alıp bu evrakları verip ayrıca sağlık karnesi ve kimlik fotokopisi önceden vekalet hazırlatılmışsa bu vekalette verilse SSK dan para alma işlemini medikal firma hallediyor yoksa parasını ödeyip malzemeyi alıp eldeki faturayı da ekleyerek SSK ya hastanın kendisi giderek ödemeyi alabiliyor. İşte bu kadar uğraşılıyor her malzeme alındığında) bu malzemelere ulaşabilecek hasta için kolay ve kaliteli yöntemlerin belirlenmesini bekliyoruz. (Çünkü sağlık ihmale gelmez)

 

Sakat maaşlarında 2022 sayılı yasa ile birlikte iyileştirme yapıldı. Uzun bir zaman bürokratik engelleri aşmak ve işlemleri yapmakla uğraşıp, beklemek gerekse de sonunda bu maaşı almak çalışmayan engelli için faydalı olmaktadır. Sakatlık maaşı ile ilgili özürlüler kanunda belirtilen yakının maaşı alabileceğine yönelik maddede bir karışıklık olduğunu ve şu anda özürlü yakının bu maaşı alamadığını söylemek istiyoruz bu konuda AKP İstanbul Milletvekili Lokma Ayva beyin bilgileri bulunmakta ve bununla ilgili karışıklık düzeltilmesini özürlü ya da özürlü kişiye bakan kişinin yakının maaşı alabilmesine yönelik düzenlemenin yapılmasını bekliyoruz.

 

Otomobil kullanımı, alımı ve satımı ile ilgili olarak yaşanan sıkıntılar ve mevcut hakların değişmesi bu konuda engelli camiasında olumsuz karşılanmakta. Ulaşım problemi yaşayan engelli için otomobil olmazsa olmaz öncelikte yer almaktadır, sosyal hayata katılmak yer almak için mutlak gerekli olan bu önemli ihtiyacın sayın yetkililerimiz tarafından önemsenmesini bekliyoruz.

Sağlık raporunu bir kere çıkartacak ve daha sonra devamlı çıkartmak zorunda kalınmayacağı belirtildiğinde bu engelliler arasında memnuniyetle karşılanmıştı. Araba alırsın rapor, işe girersin rapor, sağlık malzemesi alırsın rapor vs. ‘sürekli’ ibaresi yer aldıktan sonra tekrar tekrar rapor almanın engelliler açısından maddi/manevi zorluklarının dikkate alınmasını bekliyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Özürlüler Müdürlüğü ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ortaklaşa yürüttüğü ve okullarda yürütülen bir proje var “Özürlülerin Sosyal Hayata Adaptasyonu ya da Toplumun Özürlülere Adaptasyonu” Projesi (bir süre benimde proje koordinatörlüğünü yürüttüğü bu bir projedir) Okullarda çocuklara sakatlıkla ilgili, daha doğrusu farklılık ve farklı olanla birlikte yaşama kültürüyle ilgili eğitim verilmeye 2000 yılından beri devam ediliyor. Farklı olanı tanıyarak yetişen çocukların büyüdüklerinden anne-babalarının yaptığını yapmayıp, sakatlara empati ile yaklaşarak ve ilerideki hayatlarında büyüdüklerinde engellileri düşünerek ona göre yollar, binalar yapması ve işveren olmaları durumunda engelli kişileri iş yerlerine alarak farklı olanla birlikte yaşamayı başarmaları beklenmekte. Bu konuda genç nesilde bir bilinç oluşturmaya çalışılan bu projede bir zamanlar görev almış olmaktan dolayı onur duymaktayım. İyi şeylere imza atmak insanı mutlu ediyor. Güzel işlerin devamını bekliyoruz.

 

Ben objektif bir şekilde geçmişi değerlendirmek istedim, Partilere engellilerin yaşam şartlarını yükseltecek onları hayata katacak programlar belirlemelerini ve yapılan yaşamsal/anti-yaşamsal şartların farkında olduğumuzu belirtmek isteriz.  22 Temmuz seçimlerinden sonra umarım lider parti tarafından bunlar dikkate alınır ve çözüm gerektiren konular çözüme kavuşturulur.

 

Saygılarımla,

Selma GÜRBEY TAŞDELEN

Selma Gürbey Taşdelen
 
17.10.1970 İstanbul/Şişli doğumlu Selma Gürbey Taşdelen, 1983 yılında geçirdiği ameliyat sonucu, ortaokul son sınıfa geçtiği yıl %80 engelli olmuştur.
*
Engellerden dolayı okulu yarım bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat 1995 yılından sonra iş hayatının içine girmiş, çalışırken bir yandan da dışarıdan okulunu okumuştur.
*
Anadolu Üniversitesi AOF Halkla İlişkiler mezunu ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisidir.
*
Kamuda Halkla İlişkiler Uzmanı olarak çalışmaktadır.
*
Evli ve bir çocuk annesidir.
*
Tekerlekli Sandalye kullanıyor olmasına rağmen sosyal hayatın içinde aktif olarak yer almakta ve kendi gibi engelli arkadaşlarına yardımcı olma gayretiyle birçok sosyal doku projesi içerisinde yer almaktadır.
Emine Zaimoğlu Yapıcıer
 
Emine Zaimoğlu Yapıcıer 21/12/1971 doğumlu. Nişantaşı Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi resim bölümünü okudu. Resime olan düşkünlüğü çocukluk yıllarında başladı duygularını iç dünyasındaki heyecanını tuvale yansıtarak kendini ifade etti. Konuşmadan anlatabileceği hislerini mutluluğunu bazen de içindeki kaosu hayata haykırabileceği tek araç olarak gördü. Asrın çocuk evinde iki dönem resim öğretmenliği yaptı. Türkiye genelinde yapılan resim yarışmasında okuluna birçok ödül kazandırdı.
*
% 60 görme kaybı yaşayınca hayata ve tüm çevreye küstü ,onu tuvale bağlayan yegane neden doğanın renklerini silik görmek hissettiği en kötü duyguydu. Çok değerli arkadaşlarının ve ailesinin yardımıyla seramik yapmaya başladı. Bu yeniden hayata başlamanın ilk adımı oldu.
*
Birleşik Fon Bankasında çalışan Emine Zaimoğlu hem iş hayatındaki başarısı hem de hafta sonları kendi geliştirdiği yöntemle resim yaparak tüm olumsuz düşünceleri yok edileceğinin bir örneği olarak kendini gösteriyor.
*
Hayatta başarılamayacak hiçbir şey yoktur sadece yaşamı sevmek gerekir diyen sanatçının asıl amacı resimlerin satılıp; bunların gelirini görme engelli olan sağlığına kavuşabilecek maddi durumları olmayan ailelere yardım edebilmek.…
*
”Bir kitapta sen oku” kampanyasında kendi seslendirdiği şiir,hikaye ve makaleleri bulunan sanatçı tüm duyarlı insanlara seslenerek ”bir kitapta sen oku” kampanyasına davet ediyor..
 
Bugün 5 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Engelliler ve Yaşam Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol