Engelliler ve Yaşam
   
 
  Engellinin Engeli 17.00 de Biter mi?
Engelli arkadaşlarımızdan (kardeşlerimiz)den biri anlatıyordu. Engelliler (Özürlüler) için çıkarmış ve uygulamış olduğu yasa 153 ü diyordu, yani’ Hükümetin çıkardığı en güzel olaylardan (yasa) ardan biride biz engellilere 153 İstanbul Özürlüler Merkezi’nin (İSÖM) başlattığı ‘Ücretsiz Ulaşım Servisi’ projesi engelli ve düşkün durumda bulunan bireylerin ulaşım ihtiyaçlarını ücretsiz karşılıyor. Olması. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özürlüler Müdürlüğü’nün toplu taşıma araçlarını kullanamayan engelli ve yardıma muhtaç bireyler için 2007 yılında hayata geçirdiği Engellilere ve Yaşlılara Ücretsiz Ulaşım. Bu servisten; kendi başına hareket edemeyen engelliler, refakatçi olmadan toplu taşıma araçlarını kullanamayan yaşlılar, sivil toplum örgütlerinin eğitim amaçlı organizasyonlarına katılan engelli üyeleri. Kas hastaları, omurilik felçlileri, ortopedik ve zihinsel özürlüler yararlanıyor. İstekleri doğrultusunda okul, banka, düğün, çarşı işleri ve akraba ziyareti gibi gereksinimleri karşılananlar, daha sonra tekrar İSÖM servisleriyle evlerine bırakılıyor. İSÖM’ ün çağrı merkezini arayarak kayıt yaptıran engelli ve yardıma muhtaç bireylerin, hizmetten yararlanmak için bir gün önceden Alo 153’ü sonra da dâhili 3’ü tuşlayarak gideceği yeri ve saatini belirtmesi yeterliydi. Ama şimdi, bir aydır 153 ün, saat 17. 00’ ye kadar çalışıp, 17.00 den sonra engelliyi bu saate kadar her hangi bir yere bırakmış bile olsa almayacaklarını, almadıklarını, engellinin söz konusu saatten sonra kendi imkânıyla dönmesinin gerektiğini söylüyorlar ve hafta sonları araç vermeyeceklerini. Engelinin, engeli saat 17.00 de bitiyor gibi! Yada hafta sonları engelli evde durmalı gibi! Evet, sonuna kadar haklıydı, bir engelli 16.00 da diyelim, her hangi bir yere alışveriş, gezmek vs. vs için gitti ve işi uzun sürdü 17.00 ye bitmedi. 153 ün onu oraya bırakan servisi “ ne hali varsa görsün kendi imkânıyla dönsün alamayız” der gibi, bu engelli kendi imkânıyla dönemiyorsa ve zaten dönme imkânı olan 153 ün aracına muhtaç değildir, o zaman ne olacak, kalsın orda değil mi? Burada savunulan tabii ki otobüsleri kullanabilecek kadar az bir engelleri bulunanlar veya da kucakta gidecek kadar küçük çocuklarda değil, demek istediğimiz gerçekten engelli ve sandalyeye mahkum olanlardan bahsediyorum. Devletimizin bizlere sağlamış olduğu engelliye tanımış olduğu bu hakkı kötüye kullananlar tabii ki yok değil, ama onları araştırmakta yetkililerinin görevleridir. Buradan yetkililere seslenmek istiyoruz, engellilerin, engelleri saat 17.00 de bitmiyor, yaptığınız, verdiğiniz sözü geri almayın ve unutmayın ki, engellinin, engeli 17.00 de bitmiyor. Bir düzenleme gerekiyor… BERTOLT (Brech)t'in çok sevdiğim bir cümlesi var, hayatı ve cesaretsizliğin, bedelini ne de güzel anlatır: (İYİLİK NEYE YARAR, öldürülürse iyiler çarçabuk, yâda iyilik görenler) diyor. Bu sözü her alana uygulayın. İçinde bulunduğumuz ülke şartlarına, sosyal hayatınıza, iş hayatınıza. Haksızlıklara karşı gelmeyenler, bir gün kendilerine haksızlık yapıldığında, yardıma gelecek kimseyi bulamayacaklar, o nedenle bugünün haksızlıklarına göz yumup geçmemek lazım. Çünkü kader eninde sonunda tecelli ediyor ve yerine aynısını getiriyor… Çevremiz deki engelli (özürlü) kişilere davranışlarımızla ve etrafına daha sevecen bir şekilde bakmayı tavır aldırmayı aşılamak dururken. Bizim onlara yaptığımız iyilikler bir anlık oysa onların (engellilerin) toplumla içli dışlı olmaya onlarında topluma bizlerin arasına katılmaya ihtiyaçları var, küçük iyiliklilerimizi yaparken, diğer taraftan içlerindeki duyguları öldürürsek, neye yarar ona sağlanan o ufacık iyilik. Benim bakışıma göre Bertol Brecht, bu şiirinde söyle dedi: İnsanların, birinden yardım ve iyilik beklemeyecekleri dünya, muhtaç olmayacakları mükemmel bir dünyadır ve biz muhtaç olmayacak bir dünyada değiliz. Bu nedenle bunu sağlayacak, yine toplumu oluşturan bireylerdir. Devletin yapması gereken, teşvik (bu da "iyilik" kadar, özel bir kelime) dir. Gün içinde orda, burada her hangi bir yerde karşılaştığımız engellilere acıyarak bakmak, bir an için iyilik yapıp geçiştirmek en kolayımıza geliyor. “VERDİKLERİMİZİ GERİ ALIRSAK, VERMEK NEYE YARAR” Aysel oturak
Selma Gürbey Taşdelen
 
17.10.1970 İstanbul/Şişli doğumlu Selma Gürbey Taşdelen, 1983 yılında geçirdiği ameliyat sonucu, ortaokul son sınıfa geçtiği yıl %80 engelli olmuştur.
*
Engellerden dolayı okulu yarım bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat 1995 yılından sonra iş hayatının içine girmiş, çalışırken bir yandan da dışarıdan okulunu okumuştur.
*
Anadolu Üniversitesi AOF Halkla İlişkiler mezunu ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisidir.
*
Kamuda Halkla İlişkiler Uzmanı olarak çalışmaktadır.
*
Evli ve bir çocuk annesidir.
*
Tekerlekli Sandalye kullanıyor olmasına rağmen sosyal hayatın içinde aktif olarak yer almakta ve kendi gibi engelli arkadaşlarına yardımcı olma gayretiyle birçok sosyal doku projesi içerisinde yer almaktadır.
Emine Zaimoğlu Yapıcıer
 
Emine Zaimoğlu Yapıcıer 21/12/1971 doğumlu. Nişantaşı Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi resim bölümünü okudu. Resime olan düşkünlüğü çocukluk yıllarında başladı duygularını iç dünyasındaki heyecanını tuvale yansıtarak kendini ifade etti. Konuşmadan anlatabileceği hislerini mutluluğunu bazen de içindeki kaosu hayata haykırabileceği tek araç olarak gördü. Asrın çocuk evinde iki dönem resim öğretmenliği yaptı. Türkiye genelinde yapılan resim yarışmasında okuluna birçok ödül kazandırdı.
*
% 60 görme kaybı yaşayınca hayata ve tüm çevreye küstü ,onu tuvale bağlayan yegane neden doğanın renklerini silik görmek hissettiği en kötü duyguydu. Çok değerli arkadaşlarının ve ailesinin yardımıyla seramik yapmaya başladı. Bu yeniden hayata başlamanın ilk adımı oldu.
*
Birleşik Fon Bankasında çalışan Emine Zaimoğlu hem iş hayatındaki başarısı hem de hafta sonları kendi geliştirdiği yöntemle resim yaparak tüm olumsuz düşünceleri yok edileceğinin bir örneği olarak kendini gösteriyor.
*
Hayatta başarılamayacak hiçbir şey yoktur sadece yaşamı sevmek gerekir diyen sanatçının asıl amacı resimlerin satılıp; bunların gelirini görme engelli olan sağlığına kavuşabilecek maddi durumları olmayan ailelere yardım edebilmek.…
*
”Bir kitapta sen oku” kampanyasında kendi seslendirdiği şiir,hikaye ve makaleleri bulunan sanatçı tüm duyarlı insanlara seslenerek ”bir kitapta sen oku” kampanyasına davet ediyor..
 
Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Engelliler ve Yaşam Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol