Hayatın içinde yaşarken yeni kavramlar yeni şeyler öğreniyoruz her zaman. Mobbing yani İşyerinde yıldırma konusu ile ilgili katıldığım 18 Mayıs 2009 tarihinde Santral İstanbul-Bilgi Üniversitesinde yapılan toplantıda bu konuda birçok şey öğrenmiş oldum.
Mobbing bir duygusal saldırı, yani kişinin kendisine olan özgüvenini ve özsaygınlığını kaybetmesi, alaya alınması, zorlanacağı, başarısız duruma düşeceği işleri yapmak zorunda bırakılması ve neticesinde de işten çıkmaya zorlanması demektir.
Mobbing’te bir kasıt vardır...
süreklilik vardır....
sistemlilik niteliği taşımaktadır.
Çalışan kişiye yapılan iş yaşamından dışlamak amacıyla taciz, rahatsız etme, kötü davranış yoluyla onu işine gelmez durumda bırakılmak işin boyutunun ne derece önemli olduğunu gösteriyor.
Bu arada her taciz mobbing olmadığını da bilmeliyiz!.. tacizin mobbing sayılabilmesi için belli parametrelere uyması gerekiyor. Eğer uymuyorsa sistemli olmayan bir ayrımcılık ya da kötü niyet düzeyinde de kalabiliyor.
Mobbing mağduru olan bir kişi hemen işyeri kurallarını ihlal edecek davranışlar içine girmemeli, haklılığını gölgeleyebilecek yanlışlıklardan özenle kaçınmalı, üst yöneticileri durumdan haberdar ederek tacizin önlenebilmesi olanaklarını sabır ve olgunlukla değerlendirmeye çalışmalı, ancak iş kanununda sahip oldukları hakların bilincinde özgüvenli iletişim kurabilecek gücü ve motivasyonu sağlayacak destekler alabilmelidir.
Dünyada Mobbing’le mücadelede bulunan ülkelerin kanunlarına da kısaca göz atalım.
Avrupa Birliği'ne üye devletlerde, işverenlerin çalışanları fiziksel, psikososyal ve/veya cinsel şiddet ve tacize karşı koruma yükümlülüğüne ilişkin yasal düzenlemeleri yapmak zorundalar.
Fransa'da, İş Kanunu'nda işçi, ruhsal ve fiziksel sağlığını tehlikeye düşürecek, haklarını ve onurunu zedeleyecek manevi tacize karşı korunmuş, işveren psikolojik tacizi engellemek için her türlü önlemi almakla yükümlü tutulmuştur.
Belçika Hukuku'nda 2007 yılında yürürlüğe konulan yasa hükümlerine göre, işveren tacizi önleyici her türlü önlemi almak yükümlülüğündedir. İşçinin şikayetine rağmen gerekli önlemler alınmaz ise yargı yoluna başvurulur.
Hollanda Hukuku'nda göre işçi, hem işverenin hem de diğer işçilerin psikolojik tacizine karşı korunmaktadır. İşverenin psikolojik tacizi engellememesi durumunda da, işçiye tazminat yükümlülüğü bulunmaktadır.
Alman Hukuku'nda psikolojik taciz, Alman Medeni Kanunu'nda işverenin işçiyi gözetme borcu kapsamında değerlendirilmektedir. İşverenin psikolojik tacizde bulunmasının yaptırımı tazminattır.
İngiltere'de ve İrlanda'da ise mobbing, eşitlik mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmektedir. İrlanda'da 2007'de yayımlanan yönetmelikle, manevi tacizin işverenlerce değerlendirilmesi ve önlenmesi zorunludur.
Japonya'da mobbing mağdurları için sendika tarafından kurulan danışma hattı, sadece 1996"da haziran ve ekim ayları arasında 1700 işçiye hizmet verdi.
ABD'de psikolojik taciz birçok eyalet yasasında fiziksel tacizle birlikte “işyerinde şiddet” kapsamında değerlendirilirken pratikte ancak cinsiyet, ırk ve din ayrımcılığı gibi konularla ilişkili olduğu durumlarda mobbing'le cezalandırılıyor.
İsveç'te mobbing, 1994"ten beri İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı yasası kapsamında suç sayılıyor.
Finlandiya'da 2000 yılından bu yana psikolojik şiddet suçu sayılıyor.
Mobbing'den kurtulmak için uzman desteği alınmalı. Bu konuda destek alacağınız merkeze telefon veya e-mail aracılığı ile ulaşabilirsiniz. Mobbing mağduru olduğunu düşünen kişinin aktardığı bilgiler ışığında öncelikle tanısı konuyor ve sonrasında hukuksal ve/veya psikolojik destek öneriliyor.
Umarız kimse iş yerinde böyle bir mağduriyet yaşamaz, Mobbing mağduru olmamanızı temenni eder, iyi günler dilerim.
Saygılarımla,
Selma Gürbey Taşdelen
|