Hani deriz ya yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat...
Uzun zamandır görüşemediğim ama her gün internetten yazdığım şeker parem, can dostumla güzel bir 19 Ağustos akşamı buluşmaya karar verdik. Genelde onun gidebileceği yerleri tercih ederken bu akşamın benim ve arkadaşım için tamamen farklı bir ortamda bulunmanın heyecanı vardı içimde.. Can dostuma gideceğimiz restorantın sadece adını yazmıştım benden daha bir pratik hanım olduğundan oda internetten araştırıp nasıl gidileceğini en ince ayrıntısıyla öğrenmiş hatta telefonla görüşüp açık adresini almıştı.
Bu buluşmamızda ben daha bir rahattım çünkü oğlum hala yazlıktaydı. Eşim ise son zamanlarda işi nedeniyle geç gelmesi (gerçi hep öyledir ) benimde evde bekleyenim olmadığından çok daha rahat hareket edebilmenin mutluluğu vardı içimde. Tabi devamlı böyle olsa evlilik uzun süreli olmaz, çünki evlilik ve aile emek vermektir. Yılın 10-15 günü yalnız kalmak beynimizi dinlemek sadece kendimize verdiğimiz ödüldür diye düşünüyorum.
Urfa’dan!
Kendime ayırdığım güzel bir gün daha... Şeker parem, can dostumla akşam yemeğimizi Urfa’dan restoranında yemeğe karar verdik. Arkadaşıma önceden söylediğim bir şey vardı. . Burada sadece Urfa yöresinin yemekleri bulunur...
...ve en çok beğendiğim yanı arkadaşıma yapılan güzel karşılamaydı. Bu onu sevindirdiği kadar beni de çok mutlu etti. Arabasını park ederken arka bagajdan tekerlekli sandalyesini hazırlamaları restoranın engelli insanları düşünüp zeminlerin çok rahat olması bizi çok memnun etti. Özelliklede beni. Çünkü arkadaşıma uygun güzel bir mekân bulmanın sevincini yaşadım. Güzel manzarası olan bir masada oturduk. Hemen yanımızda yapay bir dere ve içinde gerçek ördeklerin bulunduğu insanın kendini kır bahçesinde hissettiren otantik bir yer burası... masalarla koltukların uyumu beyaz örtülerin ve beyaz koltuklara yeşil bir kır bahçesinde inanılmaz bir güzellik katmış…gece ise ışıklandırmaların daha bir gösteriş verdiği rengarenk cıvıl cıvıl olmasını sağlayan müthiş bir mekan...insanın içini ferahlatan bir yer. Derenin yanına yapay birde köprü kondurulmuş sanki o eski taş köprüde dolaştığın hissine kapıldığın...
Bizim tek hatamız doğu yemeklerini o kültürde tüketememek oldu. O yöreye has patlıcan kebabını biz İstanbul zarafetiyle tükettik.
Evde eşime anlattığımda bizim o halimizi gözünün önüne getirip gülmesi ve “yemeği yerken hakkını vereceksin!” demesinin ne anlama geldiğini anladım sonunda.
Bir sonraki Urfa’dan ziyaretinde eşim gibi yemeği deneyeceğim nede olsa o tam bir Urfalı ve yemeğin tadı nasıl çıkar ondan öğrenmek en doğrusu.
Urfa’dan...
Tuzun, biberin o yöreden geldiğini bildiğim ama garsonlarında yöresel konuşmasıyla Urfa’yı İstanbul’a taşıyan tek ender restoranlardan biri...
Müşterileriyle tek tek ve içten ilgilenen görevliler... Her daim tabaklarımızın değişmesi... rahatsızlık vermeden yeni isteklerimizi sorması..bu hareketler meziyettir. Müşterisinin günden güne ne kadar çoğaldığı ve önce kaliteyi ön plana çıkaran Urfa’dan çalışanlarına teşekkür ediyorum.
En güzeli de can dostum,şeker paremle yaptığımız röportajda bize yardımcı oldukları içinde mutlu olduk.. resim çekimlerimizde bize oldukça yardım ettiler.. Mutlu bir akşam geçirmenin huzuru vardı içimde.
Eeee… Tabi birde Seloş ile Emoş’un yeni projelerinin hararetli konuşmaları… Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan bol resim çekip bol kahkaha attığımız bol bol söyleşi kayıtları yaptığımız ama tek yemek yemeği başaramadığımız ve 3G ile şekerparemin annesi ve o güzel oğluşuyla canlı görüşme yapmamız çok keyif vericiydi.
Engelin hiç bir sınır tanımadığı hoş bir akşam yaşadık.. Can dostumun benden çok daha ilerde olduğunu görüp gurur duyduğum bir akşamı da geride bıraktım.
Bu akşamın bir güzel yanı da Braille alfabesini öğrenmem gerektiğiydi! Şeker parem benim gözlerimin çok fazla yorulmasını istemediğinden bunu bir düşünmem için öneride bulundu. İçimden yapabilir miyim endişesiyle bir yandan da denemekte yarar olduğunu bilerek düşüneceğimi söyledim…
Sevgiyle
Can dostum
|