Engelliler ve Yaşam
   
 
  III.Özürlüler Şurası-Bakım Hizmetleri 19-23 Kasım 2007

III.ÖZÜRLÜLER ŞURASI – “BAKIM HİZMETLERİ” 19-23 KASIM 2007

 

Günlük hayatın alışılmış, tekrar eden gereklerini önemli ölçüde yerine getiremeyen, hayatını başkalarının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede düşkün olanları bakıma muhtaç özürlü (kişi) olarak değerlendirmekteyiz.

Kronik hastalığı, zihinsel ve/veya bedensel özrü olanların sayısı giderek artmaktadır. T.C.Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın ve T.C.Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı’nın Türkiye Özürlü araştırması 2002 sonuçlarına göre, Ülkemizdeki nüfusun %12.29’unu özürlüler oluşturmaktadır. Sözü edilen araştırmaya göre; zihinsel özürlülerin yalnızca %58.3!ü sosyal güvenlik kurumlarından birine kayıtlıdır. Zihinsel özürlülerin %84”ü bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden, %49.2’si sağlık hizmetlerinden, %87.6’sı sosyo-kültürel hizmetlerden ve %87.7’si aile rehberliği ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmamaktadır. Sağlık hizmetleri ile bakım hizmetlerini birbirinden ayırmak imkansızdır.

Ülkemizde şu andaki Mevcut Durum şu şekildedir. 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, özürlü bireylerin bakımı, korunması ve toplumsal yaşama tam katılımlarını sağlamaya yönelik sosyal hizmetleri organize etmek, geliştirmek ve yürütmekle sorumludur. 07/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile ülkemizde Bakım Hizmetlerinin sunumu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Söz konusu kanunun 30.maddesi ile 2828 sayılı SHÇEK Kanununa eklenen Ek 7’inci madde ile “sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmayan, bakıma muhtaç özürlülerden ailesini kaybetmiş olanlar ile ailesi ekonomik veya sosyal yoksunluk içerisinde bulunanlara bağlanmıştır. Söz konusu uygulamaya istinaden, özürlü bireyler arasında ayrımı ortadan kaldırmak ve daha geniş kapsamlı hizmet verebilmek amacıyla 5579 sayılı Kanunun 2.maddesi ile sosyal güvenlik kurumlarına tabi olanların da bakım hizmetinden yararlanması hükme bağlanmıştır.

SHÇEK Genel Müdürlüğü 2007 yılı itibari ile 47 Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde yatılı, 21 Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezlerinde gündüzlü olmak üzere toplam 68 rehabilitasyon ve bakım merkezi bulunmaktadır. Bu merkezlerden 3348 özürlü birey yatılı, 1165 özürlü birey gündüzlü olmak üzere toplam 4513 kişi yararlanmaktadır.

Bakıma muhtaç özürlünün kendisinin ya da aile üyelerinin talebi doğrultusunda bakım hizmeti özel bakım merkezlerinde de gerçekleştirilebilecektir. Bu durumda yatılı bakım merkezlerinden, 24 saatlik bakım hizmeti karşılığında merkeze iki(2)aylık net asgari ücret tutarında, gündüzlü bakım merkezlerinden, günde sekiz saat süreyle tam gün hizmet alana bakıma muhtaç özürlüler için bir aylık net asgari ücret tutarında, günde dört saat süreyle yarım gün bakım hizmeti alan bakıma muhtaç özürlüler için bir aylık net asgari ücretin yarısı tutarında, ödeme İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır.

Yakını tarafından bakım hizmeti alan bakıma muhtaç kişiye, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununa eklenen Ek7.inci madde ile , bakıma muhtaç özürlü bireyin veya ailesinin talep etmesi halinde, bakım hizmeti Genel Müdürlüğünün denetim ve rehberliğinde, bakıma muhtaç özürlü bireyin akrabaları tarafından, bakıma muhtaç özürlü bireyin ikametgahında verilebilir. Özürlü bireyin ikametgahlarında bakımlarını sağlayacak akrabasına bir aylık net asgari ücret tutarında ücret verilir.

Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bakıma Muhtaç Özürlü Bireylere Hizmet Verecek Bakım Personelinin Yetiştirme Kurs Programı gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılan kurslarla uygulanmaktadır.

5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü ekipman ve özel bilgisayar programları KDV’den muaf tutulmuştur.

Özürlülerin ihtiyaçları olan işitme cihazı ve ortez-protez yapan ve uygulayan merkezlerin mesleki yeterliliği olan kişilerce Sağlık Bakanlığı denetiminde açılmaları ve standartlara kavuşturulmuştur.

Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurum ve kuruluşlarla paylaşmak amacı ile “Ulusal Özürlüler Veritabanı” projesini başlatmıştır.

Özürlüler Kanunun 20.maddesinde “özürlülerin mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarınca temin edilmesi esastır” denmektedir. 15.maddesinde ise “özürlülerin her türlü eğitim ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma,sesli, elektronik kitap, alt yazılı film ve benzeri materyal üretilmesini teminen gerekli işlemler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca müştereken yürütülür” ifadesi yer almaktadır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun 7.maddesi kapsamında Büyükşehir Belediyelerimizin yaşlı ve özürlüler alanındaki yetki ve sorumlulukları gereği önemli çalışmaları bulunmaktadır. Ancak pratik uygulamada çoğu zaman bu gerekliliklerin yerine getirilmesinde sorunlar yaşanmaktadır. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------

 

19 Kasım 2007 Pazartesi günü sabah 9:30 Dedeman Otelin de geniş kapsamlı katılımla III.Özürlüler Şurası’nın açılışı yapıldı. Yerel Yönetimler, STK, Akademisyenler, Doktorlar vs. birçok kişinin katıldığı toplantı 5 gün sürdü. Çalışma komisyonları 4 ayrılarak ana başlıklar altında oluşturulmuştu. Bakım Hizmet Türleri, Eğitici ve Bakım Personelinin Eğitimi, Bakım ve Rehabilite Edici Destek Teknolojileri, Bakım Güvence Sistemleri ve Finansmanı Komisyonları şeklinde. Bende Bakım ve Rehabilite Edici Destek Teknolojileri Komisyonundaydım. Özetle görüştüğümüz konulardan sizlere bahsetmek istiyorum.

Ülkemizde özürlü ve ailesi temelde; eğitim, rehabilitasyon, bakım, istihdam ve toplumsal yaşam etkinliklerine katılımda sorunlar yaşamaktadır. Oysa özürlünün tüm bu toplumsal kaynaklardan eşitlik ilkesi çerçevesinde yararlanması gerekmektedir.

Çocuk,genç,yaşlı her yaş grubundan bakım ve sosyal desteğe gereksinim duyan bireyi, yatılı sosyal hizmet kurumlarının izole edici ve psiko-sosyal açıdan örseleyici olumsuz etkilerinden uzak tutmak için onları alıştıkları ve sosyal ilişkilerini sürdürdükleri yaşam alanı içerisinde çeşitli hizmetlerle destekleyerek, yaşamlarını kendi evlerinde ve aile çevresinde sürdürmeleri öncelikle sağlanmalı fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda kurumsal bakım düşünülebilir.

Bakım hizmetlerini sunan bakım personelinin mesleki eğitimi bu güne kadar bazı sınırlı sayıda kurumların verdiği sertifika programlarının dışında düzenlenmemiştir. Bu ise mevcut uygulamalarda bakım hizmetlerinin kurumsallaşması sonucunu doğurmakta ve verilen bakım hizmetlerinin niteliğini etkinliğini, verimliliğini ve sürekliliğini engellemektedir. Bu güne kadar bu hizmetleri verecek personel standart bir mesleki eğitim programı almadan istihdam edildiğinden bakım hizmetleri alanının nitel ve nicel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmaktadır. Hizmetler yeterli eğitim almamış kişiler tarafından verilmekte bu nedenlerle çeşitli sıkıntılar ve güçlükler yaşanmaktadır. 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması hakkında kanunun 30.maddesine dayanarak çıkarılan “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti Ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” 30/07/2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi üzerine, bakıma muhtaç ve özürlü olan birey ile ailelerinin yaşam kalitelerini arttırmak, ailelere destek vermek, bireyin günlük yaşam aktivitelerini geliştirmek için uygun politikaların seçilmesi, programlı bir eğitimden geçmiş, bakım hizmeti verecek, yeterli nitelik ve nicelikte bakım personelinin yetiştirilmesi gerekliliği doğmuştur. Sertifikalı standart eğitim programlarının geliştirilmesi, eğitici personelin yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi önem arz etmektedir. Bakım personelinin eğitiminde sertifikasyon programları, başlangıç aşamasında duyulan gereksinimi bir miktar karşılayacak olsa da daha sonrasında bakım personelinin yetiştirilmek üzere Sağlık Meslek Liselerinin yaygınlaştırılması, ön lisans programlarının açılması, düzenlenecek özel kurslar, hizmet içi eğitimlerle eğitim çeşitlenmesine gidilmesine ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.

Toplumda özürlü bireylerinde yaşadığının, toplum tarafından farkındalığının sağlanması, özürlülerin ve özürlü ihtiyaçlarının algılanması, insanların bu yönde bilinçlendirilmesi, sorunlarının çözümüne tüm kamu kurum ve kuruluşlarının dahil edilmesi, özürlü bireyin sağlıklı bir birey gibi toplumsal yaşama entegrasyonunu sağlayacak en önemli yaklaşımdır. Sonuç olarak bugün ülkemizde özürlüler için teknoloji üretiminin ve kullanımının istenilen düzeyde olduğunu söylemek zordur. Bu durum bilgi yetersizliği ve ekonomik sorunlardan kaynaklanmaktadır. Destek teknolojileri; özürlünün bağımsız olarak yaşamasına izin veren, işlerin daha kolay, daha az enerji ve zaman harcanarak yapılmasını sağlayacak teknolojilerdir ve özürlünün günlük yaşam aktivitelerini başkalarına muhtaç olmadan yerine getirebilmeleri konusunda önemlıdır.

Bakım güvence modelini “Bakım Sigortası”nı, sosyal güvenlik sistemine (sosyal sigortalar sistemine) yerleştirmek sureti ile bakım güvence hizmetlerini Türkiye’de sosyal yapımıza ve aile kültürümüze yeni bir bakım anlayışı kazandırmak ile ilgili çok önemli bir öneri sunulmuştur ki, bu önerinin Sosyal Devlet ilkelerinin, sosyal bakım alanında da uygulanmasına zemin hazırladığını ve çok önemli gördüğümü söylemek istiyorum. Bakıma Muhtaç olan herkese bakım güvence hizmetleri sağlamak genelde “Sosyal Bakım güvence” sistemini, özelde “Bakım Sigortası”içinde yer alması önemli bir reform olacağını düşünmekteyim.

III.Özürlüler Şurasının son derece verimli geçtiğini düşünüyorum. Özetle Şu anki mevcut durumu ve Şura’da geleceğe dönük görüşülen konuları paylaşmaya çalıştım. Şura Genel Kurulunda görüşülen öneriler ve Şura üyeleri tarafından kabul edilen öneriler değerlendirilerek umarım Bakıma İhtiyacı olan bireylerin hayatları kolaylaştırılır.

 

Geleceğe dönük endişelerimizin olmamasını umut ediyor, saygıyla sizleri selamlıyorum.

 

Selma GÜRBEY TAŞDELEN

26.11.2007

 

Selma Gürbey Taşdelen
 
17.10.1970 İstanbul/Şişli doğumlu Selma Gürbey Taşdelen, 1983 yılında geçirdiği ameliyat sonucu, ortaokul son sınıfa geçtiği yıl %80 engelli olmuştur.
*
Engellerden dolayı okulu yarım bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat 1995 yılından sonra iş hayatının içine girmiş, çalışırken bir yandan da dışarıdan okulunu okumuştur.
*
Anadolu Üniversitesi AOF Halkla İlişkiler mezunu ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi son sınıf öğrencisidir.
*
Kamuda Halkla İlişkiler Uzmanı olarak çalışmaktadır.
*
Evli ve bir çocuk annesidir.
*
Tekerlekli Sandalye kullanıyor olmasına rağmen sosyal hayatın içinde aktif olarak yer almakta ve kendi gibi engelli arkadaşlarına yardımcı olma gayretiyle birçok sosyal doku projesi içerisinde yer almaktadır.
Emine Zaimoğlu Yapıcıer
 
Emine Zaimoğlu Yapıcıer 21/12/1971 doğumlu. Nişantaşı Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi resim bölümünü okudu. Resime olan düşkünlüğü çocukluk yıllarında başladı duygularını iç dünyasındaki heyecanını tuvale yansıtarak kendini ifade etti. Konuşmadan anlatabileceği hislerini mutluluğunu bazen de içindeki kaosu hayata haykırabileceği tek araç olarak gördü. Asrın çocuk evinde iki dönem resim öğretmenliği yaptı. Türkiye genelinde yapılan resim yarışmasında okuluna birçok ödül kazandırdı.
*
% 60 görme kaybı yaşayınca hayata ve tüm çevreye küstü ,onu tuvale bağlayan yegane neden doğanın renklerini silik görmek hissettiği en kötü duyguydu. Çok değerli arkadaşlarının ve ailesinin yardımıyla seramik yapmaya başladı. Bu yeniden hayata başlamanın ilk adımı oldu.
*
Birleşik Fon Bankasında çalışan Emine Zaimoğlu hem iş hayatındaki başarısı hem de hafta sonları kendi geliştirdiği yöntemle resim yaparak tüm olumsuz düşünceleri yok edileceğinin bir örneği olarak kendini gösteriyor.
*
Hayatta başarılamayacak hiçbir şey yoktur sadece yaşamı sevmek gerekir diyen sanatçının asıl amacı resimlerin satılıp; bunların gelirini görme engelli olan sağlığına kavuşabilecek maddi durumları olmayan ailelere yardım edebilmek.…
*
”Bir kitapta sen oku” kampanyasında kendi seslendirdiği şiir,hikaye ve makaleleri bulunan sanatçı tüm duyarlı insanlara seslenerek ”bir kitapta sen oku” kampanyasına davet ediyor..
 
Bugün 7 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
Engelliler ve Yaşam Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol